28 Ocak 2013 Pazartesi

Kundak 11 çıktı!


Sevmeye, sevilmeye, âşık olmaya geldik diyerek gönlümüzden kopanları dökmeye başlayalı on bir ay oldu. Zamanın ve bilginin hızına yetişilmiyor doğrusu. Böyle olunca bilginin değeri de gün geçtikçe yitiyor. Hızın hakim olduğu bir dönemde aylık bir dergi çıkararak evvela hıza muhalif oluyoruz. İyi mi yapıyoruz bilinmez elbet lakin on birinci sayımızla yine karşınızdayız.

Basın bugün çok büyük bir güç. Etkisi kurşundan fazla olduğu muhakkak… Böyle olunca da elbette bu gücü elinde tutan dost-düşman kendi dünya görüşüne göre kullanıyor. Biz “Müslüman” gençlerin dünya görüşü peki? Edebiyatı, sanatı, fikri? Evet bunu öğrenci harçlıklarıyla çıkan bir dergide yazıyoruz çekinmeden. Çünkü bizim de hayallerimiz, sevdalarımız, fikirlerimiz var. İlk sayıda bir sıkımlık barutumuz olsa hiç çekinmeden sıkacağız demiştik. Hala öyle diyoruz ve bugüne kadar geldiğimize ve birçok “Kundak” satan bayide yok sattığımıza göre seviliyoruz, seviniyoruz. 


“Olması gereken” hakkında herkes bir şeyler söyleyip, yazıp, çiziyor. Olması gerekenin “nasıl”ını söyleyen kaç kişi var? Nadir, belki tek… Bizde Kundak’ta Müslüman gençlerin hayatının olması gerekeninin nasılını doğurmaya çalışmak niyetindeyiz. Doğurmak güçtür elbet kolay değil. Ve farkındayız da aslında buz dağına çarptığımızın. Karınca misali deyin, diyelim… Kaf Dağı’na çıkacaklara Zümrüdü Anka olmak değil elbet niyetimiz. Kaf Dağı’na çıkaracak Zümrüdü Anka’yı beklerken hoş sohbet için yazmak da değil. Bugün Mali’de olanlar ortadayken, Suriye’de mesela. Egoları Kaf Dağı’ndan indirmeli evvela.

Uzunca bir hesaplaşmadan sonra bu ayın öykücüleri: “Bir Elhamdu Üç Kulhu” ile Ümmügülsüm Kartal ve “Radyodaki Ses” ile Enes Gündoğdu.

Şairlerimiz: “Çalımlı Ezberci” ile Nehir Çiçek, “Nedir Yalnızlık II” adlı şiiriyle Halit Eray Bozkurt, “Sayılır mı?”yla Hızır İrfan Önder, “Öylece Bir Adam” ile Yetkin Gazel Seyitoğlu, “Keder Yağmurları” şiiriyle Ebubekir Tavacı, “Leyla’nın Saçları”yla Recep Yılmaz ve sona sakladığımız şiiri “Doğru Makamların Yanlış İnsanlarına” ile Feyza Özlem Böketin.

Şair bahsindeyken belirtelim ki geçen sayımızda kapakta Osman Demir olarak soyadını yanlış yazdığımız Osman Önder’in bunu yazmamıza lüzum görmemesine rağmen ihtiyaç hissiyatıyla yazmış bulunduk.

Vitrinimizde Zeynep Ürün “Fildişi Kulesinde Bir Şair: Ahmed Hâşim” ile Fecr-i Ati’cilerden Ahmet Haşim’i ele alırken Ömer Salih Şipleme “Sanat Şahsi ve Muhteremdir (?)” başlığıyla Fecri-i Ati’nin edebiyat görüşü üzerinde durdu.

İlk yılımızın son sayısında görüşünceye dek, Müslüman gencin olması gerekeninin nasılı mevzusunun beyninizi kemirmesi ümidiyle, iyi okumalar.