6 Temmuz 2012 Cuma

Dördüncü sayımızın editör yazısı!


Ve dakikalar geçiyor bir bir. Günler, haftalar ve aylarda… Serçeler gözyaşlarını dökerken bizde dördüncü sayımıza ulaştık. Bu sayımızdan itibaren birkaç “ince ayar” yaparak devam etmek niyetimiz. Edebiyat ve Kültür-Sanat formatından sıyrılarak “İnsan ve Fikir-Edebiyat” alt başlığıyla sarıp sarmalayacak Kundak. Çünkü yüreklerimiz sınır tanımıyor ve yazmayı seviyoruz. İnsan ve Fikir-Edebiyat çünkü Hz. İnsan “yüreğiyle, gönlüyle” en değerli varlık ve bitmek tükenmek bilmeyen hazine. Elbette fikriyle, gönlüyle ve iradesiyle... Edebiyattan hiç kopmadık kopamayız da zaten. Her şeyin edebiyattan başladığının bilincindeyiz. “Ol” dedi ve oldu… Kopamadığımızdandır “Edebiyatta ve Sanatta Kundak” olmamız.

Bu sayımızdan itibaren on altı sayfa olarak devam etmek niyetimiz. Kundak daha özgün bir yapıya sahip olmalı, biz “güzel”ini yazmalıyız. Çok olmaktansa “öz” olmalı.

Bu sayımızda Erdal Şahin selamlıyor bizleri. İnsanı bir kelime etkiler bazen, bazen bir cümle yahut bir dokunuş. Alır götürür bizi uzaklara, düşündürür. “Önüne Bak Önüne” yazısıyla bir cümlenin insana düşündürdüklerini anlatmış Erdal Şahin. Zeynep Ürün “Ben Ötesi Psikoloji’nin” mimarı Mustafa Merter’in eseri “Dokuz Yüz Katlı İnsan’ı” taşıyor bu ay vitrinimize. Akıllarda uzun süre kalacak bir soruyla bitiriyor yazısını: “Sadece… Hz. İnsan kimdir?” Abdülhamit Şipleme bu ayki yazısı “Hissederek Güzeli” ile hayat hengâmesi içerisindeyken “asıl olanın” ne olduğunu ve “olması gerekeni” sorguluyor. Sahi neydi olması gereken ve yaşamaya değer hayat? Ömer Salih Şipleme bu ay da devam ediyor “Muhabbetine”. 

Fesih VURAL “Ben/de İnsan” adlı öyküsüyle yerini alıyor sayfalarımızda. Şehir ne bencil ve ne soğuk dercesine anlatıyor adeta… Şairlerimiz ise, H. İrfan Önder, F. Özlem Böketin, Abdulhalik Aker, Enes Gündoğdu ve Mert Öztürk. H. İrfan Önder “Duygularım Sancır”  adlı şiiriyle duygularımızı sancıtırken, F. Özlem Böketin “Biraz Kader Biraz Seçim” adlı şiiriyle içindeki beni sorguluyor. Abdulhalik Aker “(B)aşka Hiciv”le hicvederken boş yaşanmışlıklara, Enes Gündoğdu yaşananları anlatıyor en uç tasvirlerle “Yaşananların Issızlığında”. Mert Öztürk ise hasret kalmış dünlerinden dem vuruyor “Demli Hüzün” adlı şiirinde.

Önceki sayımızda hazırladığımız “İçimizden” sayfasının ilgiyle takip edilmesiyle her sayıda “İçimizden” köşesi oluşturmaya karar verdik. “Kişisel gelişim kitapları okuyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplardan birkaçını dergi içerisinde bulabilirsiniz.

Gülay Fındık bu ay Filibeli Ahmet Hilmi’nin “A’mâk-ı Hayal’ini” incelerken bu sayıdan itibaren sinema köşemizi hazırlayacak olan Merve Çınar “Incednies – İçimdeki Yalnız” adlı filmi sıcak bir dille inceliyor.

Kundak böyle sarıldı bu sayımızda da. Hayatı “insanla ve fikirle” yaşamaya değer kılmaya çalışanlara selam olsun. “İyi ve güzelin” yüreğinizde daim olması dileğiyle iyi okumalar… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder